Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, savcılık ifadesinin ardından ‘terör propagandası yapmak’ suçundan tutuklanması talebiyle 3’üncü Sullh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmişti.
Mahkeme heyeti, Fincancı’nın tutuklanmasına hükmetmişti. Fincancı, Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilmişti.
FİNCANCI’NIN İFADELERİ
‘Terör propagandası yapmak’ suçundan tutuklanan TTB Başkanı Fincancı, savcılıkta verdiği ifadesinde, 19 Ekim 2022’de bir konferansa katılmak için Almanya’nın Berlin şehrinde bulunduğunu, tanımadığı bir kişinin canlı bağlantı için kendisine telefonla ulaştığını söylemişti.
Bu kanalın PKK ile bir irtibatını bilmediğini ifade eden Fincancı, “18 Ekim 2022 tarihinde Almanya’da Roza Lüksemburg Vakfının ‘Cezaevi ve İnsan Hakları’ konulu bir konferansında, o ortamda tanıştığım bir meslektaşım, içinde bulunduğum hekim arkadaşlarıma bir video gösterdi. Bizler bu videoyu izleyip karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunduk. Benim canlı yayında yaptığım bağlantı öncesinde, video hakkında böyle bilgi sahibi oldum. Bana sormuş olduğunuz incelenen görüntüler kapsamındaki kimyasal, toksik ve zehirli gazlarla ilgili yorum, bir ön değerlendirmedir. 18 Ekim 2022 tarihinde hekimler arasında yapmış olduğumuz video değerlendirmesi ile 19 Ekim 2022 tarihinde canlı bağlantıya çağrılmam arasında bir irtibat yoktur. Benim yaptığım bu ön değerlendirmede de herhangi bir kurum ve kuruluşa müracaatımız olmuyor. Uluslararası Cenevre Sözleşmesi’nde bir araştırma yapılması için devletler tarafından başvuru yapılması gerekmektedir. Yine ekranda görünen kulaklık ile yapmış olduğum bağlantıda ben karşıda sadece spikerin yüzünü görmekteydim. Benim haricen bir cep telefonuyla bir görüşmem olmadı. Doğrudan Skype üzerinden bağlandım. Kapatmam suretiyle bağlantım sonlandı. Kalmış olduğum otelin odasında otelin interneti ile bu bağlantıyı sağladım. Benim bundan önce herhangi bir kanalda kimyasal silah kullanımına ilişkin canlı bağlantım olmamıştır” demişti.
Kimyasal silahlar üzerine TTB bünyesinde oluşturulan, Adli Tıp Uzmanları Derneği’nin de aralarında bulunduğu 20 branş derneği tarafından, ‘Kimyasal Silahlar Gösteri Kontrol Ajanları’ ve ‘Kimyasal Gösteri Kontrol Ajanlarıyla Temas Edenlerin Sağlık Sorunlarını Değerlendirme Raporu’ isimli 2 ayrı kitabın hazırlanmasında aktif rol aldığını belirten Fincancı, “Soruşturma konusu olayla ilgili olarak kimyasal gazlara ilişkin biber gazı, siyen gazı, siyester ve göz yaşartıcı gazlar nedeniyle yaşanan olaylara ilişkin otopsilere katılmışlığım vardır. Bu olaylara ilişkin örnek almışlığımız da vardır. Yine bu konuda otopsisi önce yapılıp değerlendirme için bize başvurulduğu durumlar da vardır” ifadelerini kullanmıştı.
‘SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM’
Canlı bağlantı için arayan kişiyi tanımadığını da aktaran Fincancı, “Yine söz konusu yayın kuruluşunun PKK silahlı terör örgütüyle irtibatlı ve geçmiş haberlerini, yayınlarını bilmiyorum. Çünkü ben hiç haber izlemeyen, hatta kendi bağlantı yaptığım programları da sonrasında izlemeyen bir insanım. Yakın dönemde TTB görevim ve otopsili pek bir olay olmadığı için aranmamıştım. Ancak Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda bulunduğum dönemde hak ihlallerinden dolayı daha sık aranıyor ve haber niteliği paylaşımlar ve adli tıp içerikli bilgime danışılıyordu. Ben salı gecesi saat 01.00 sularında TTB’ni Merkez Konseyi toplantısı bitiminde ikametgahımda iken o gecenin sabahı 06.00 sularında kolluk birimleri tarafından gözaltına alındım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” demişti.