Ayşegül Kahvecioğlu / Ankara – Adalet Bakanlığı, cezaevlerindeki uyuşturucu bağımlısı suçluların tedavi ve rehabilitasyonu için yeni bir sistem kurmaya hazırlanıyor. Buna göre, madde bağımlısı suçlulara özel yeni cezaevleri yapılması ya da mevcut cezaevlerinde bölünmüş alanların bu kişilere tahsis edilmesi gündemde. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, çalışmanın detaylarını Milliyet’e şöyle anlattı:
ÜÇTE BİRİ: Madde bağımlılığı, yasalarımızda suç olmakla beraber özünde tedavi gerektiren bir hastalık. Bu kişilere sadece psikososyal destek vermek yetmiyor, mutlaka tıbbi destek almaları gerekiyor. Bugün cezaevlerimizde 107 bin civarında uyuşturucu bağlantılı suçlardan yatan mahkûm var. Bu rakam, 312 bin kişilik toplam cezaevi nüfusunun üçte birine tekabül ediyor.
KULLANMA ORANI DÜŞTÜ: Cezaevlerinde uyuşturucuyla ilgili çeşitli iyileştirme çalışmalarımız var. ARDEF denilen ölçme aygıtı ile cezaevine giren herkesin şiddet, intihar, uyuşturucu gibi başlıklarda eğilim ve risklerini ölçüyoruz. Kullanma riski gördüğümüzde, o kişiye cezaevinde bağımlılıkla ilgili eğitim, iyileştirme faaliyetleri uyguluyoruz. Geçen yıl yaptığımız yasal düzenleme ile bu faaliyetlere katılımı zorunlu hale getirdik. Kişiye özgü bir iyileştirme sistemi kurguladık. Bu eğitimlerin geri dönüşüne baktığımızda, 2018’de denetimli serbestlik sürecinde yüzde 33,5 olan yeniden uyuşturucu kullanma oranının 2023’te yüzde 19,5’a düştüğünü söyleyebiliriz.
ENTEGRE SİSTEM: Cezaevlerinde süreç şöyle işliyor; uyuşturucu bağımlısı kişi herhangi bir suç nedeniyle cezaevine giriyor, kapalı cezaevinde uzun süre kalıyor ve burada çeşitli iyileştirme uygulamalarına tabi tutuluyor. Daha sonra bu kişileri açık cezaevine daha sonra da denetimli serbestliğe alıyoruz ve benzer uygulamaları bu süreçlerde de gerçekleştiriyoruz. Birbirinden bağımsız bu faaliyetleri entegre hale getirelim ve kişinin ceza infaz sistemine girdiği günden çıkışına kadar tabi tutulduğu tüm uygulamaları birbiriyle irtibatlandıralım. Bu faaliyetleri de Sağlık Bakanlığı’ndan güçlü bir destek alarak yapalım. Uluslararası incelemeler yaptık. Geçen yılki düzenleme ile bunun altyapısını oluşturduk.
KAPALI CEZAEVLERİ: Uyuşturucu tedavisi alması gereken mahkûmları buna göre kurgulanıp inşa edilmiş cezaevlerinde toplayalım istiyoruz. Bu cezaevlerinde bir psikososyal servisimiz olsun, Sağlık Bakanlığı’ndan da psikiyatr ve ilaç desteği alalım. Öncelikle kapalı cezaevi olarak planlanıyor. Eğer müstakil bir cezaevi olmazsa o zaman da mevcut cezaevlerinin diğerlerinden ayrılmış bir alanını bu iş için inşa edelim istiyoruz. Madde bağımlılarının kriz geçirebilecekleri alanların gözetlenmesi gerekebiliyor. O nedenle bu özel bölgelerin özel mimari ile yapılması lazım.
ADANA, MANİSA, SAMSUN: Uyuşturucu kullanmaktan cezaevinde 44 bin kişi var. Elazığ’a Türkiye’deki tek müstakil adli psikiyatri hastanesi yapıldı. Girişi yüksek güvenlikli bir ceza infaz kurumu gibi. İçeride infaz koruma memurları görev yapıyor. Tıpkı bir cezaevi ama ruh ve sinir hastalıkları hastanesi aynı zamanda. Mahkûmların tedavileri hastane tarafından yapılıyor. Şöyle bir öneri geldi; ‘Elazığ’daki hastanenin benzerini uyuşturucu bağımlıları için de kullanalım.’ Sağlık Bakanlığı ile bunun görüşmeleri içindeyiz. Öncelikle cezaevlerinin 1-2 koridorunu bu iş için ayırabilir miyiz buna bakıyoruz. Müstakil cezaevi-hastane projesinin çalışmalarına da başladık. Ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinin bulunduğu iller bu iş için avantajlı. Adana, Manisa, Samsun öncelik vereceğimiz iller olabilir.
Uyuşturucudan cezaevinde olma oranında Avrupa birincisi
Enis Yavuz Yıldırım “Türkiye, uyuşturucu kullanma yaygınlığı açısından Avrupa’da sonuncu sırada ama uyuşturucudan işlem yapma bakımından Avrupa 3’üncüsü, uyuşturucudan cezaevinde olma oranında ise Avrupa’da birinciyiz. Bunun sebebi uyuşturucunun çok kullanılması değil, Türkiye’nin uyuşturucu konusundaki cezalandırma politikası” dedi.
Açık cezaevleri formülü
Enis Yavuz Yıldırım, madde bağımlısı mahkûmlar konusundaki asıl meselenin açık cezaevleri olduğunu belirterek, “Çünkü bunların çevresi açık, jandarma, koruma yok, sadece tel örgü var. Eğer kişinin bağımlılığı varsa bir şekilde maddeye erişmesi daha kolay hale gelebilir endişesiyle kapalı cezaevinde tedavi altına aldığımız bu mahkumları ikinci aşamada özel bir açık ceza infaz kurumuna alalım ve buradan da denetimli serbestlik aşamasına geçirelim, bu aşamada da takibi sıklaştıralım istiyoruz. Böylece kişinin ceza infaz sistemi içinde geçirdiği zamanı tedavi açısından kazanç haline getirelim istiyoruz” dedi.