Süper Lig’in 23’üncü haftasında Galatasaray, Trabzonspor engeline de takılmadı ve liderliğini perçinledi. Sarı-kırmızılıların taraftarının önünde kazandığı 3 puanı Milliyet Gazetesi yazarı Şansal Büyüka değerlendirdi. Şansal Büyüka, Galatasaray’ın tecrübeli orta sahası ile ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
İşte Şansal Büyüka’nın “12’den vurdu” başlıklı o yazısı…
Dünyanın en çılgın senaristini bulsanız, Galatasaray- Trabzonspor maçı için böyle bir başlangıç yazamazdı… Futbol maçları 0-0 başlar… Galatasaray-Trabzonspor maçı henüz 12. saniyede gelen golle adeta 1-0 başladı ve belki de Dünya futbol literatürüne girdi…
Süper Lig’de, Alanya‘nın hocası Farioli‘nin öncülük ettiği “berbat“ bir anlayış başladı… Baskı altında olsan bile oyunu kaleciden başlatmak…
Muslera gibi bir erişilmez kariyer bile bunu denedi… Baskı altındaki Torreira’ya verdiği top, Trabzonspor golü olarak Galatasaray ağlarına geri döndü…
Muslera büyük hata yaptı, baskı altındaki Torreira belki de panik yaptı, kısa oynadı… Ama bu “Double“ hatayı fırsata çeviren Abdülkadir‘in hakkını teslim etmeliyiz… Rakibe yakın durdu, baskıyı yaptı, Torreira‘nın kısa düşen pasını kaptı, Muslera ile karşı karşıya kaldı… Vurabilirdi, vurmadı… “Sıfır risk“ uyguladı, pas verdi, Maxi Gomes’e boş kaleye vurmak kaldı…
Trabzonspor “piyango“ golün değerini sanırım çok anlamadı… Sağda Larsenn’in önüne Lahtimi, solda Eren Elmalı‘nın yardımına Trezeguet hiç gelmeyince, Galatasaray iki kenardan geniş alanlar buldu…
Maçın 12. saniyesinden sonraki her dakika Galatasaray’ın kontrolu altında geçti… Okan Hoca‘nın her büyük maçta kullandığı Barış Alper ilk yarı boyunca çok elverişli durumda üç şut denedi, olmadı… Mertens bir karavana attı, ikincisinde golü yaptı… Bu golde kalabalıklar arasından topu kontrol edip Mertens’e yuvarlayan İcardi‘nin katkısı büyüktü…
Trezeguet için “ilk yarıda savunmaya yardıma hiç gelmedi“ dedik, ikinci yarıda bir defa geldi, onda da penaltı yaptı… Penaltıda Trezeguet‘in Yunus Akgün‘ün ayağına basması var… Galatasaray‘ın penaltı istediği bir başka pozisyonda top Gbamin‘in koluyla buluşuyor ama o kol vücuda yapışık ve pozisyonun penaltı ile ilgisi yok…
Trabzonspor ancak yenik duruma düştükten sonra hücum etmek aklına geldi… Bu defa da kalite yetersizliği ortaya çıktı… İkinci yarıda pozisyona giren, golleri kaçıran gene Galatasaray oldu…
İcardi zaten otomatiğe bağladı… Her maçta penaltı olsun ya da olmasın bir gol, bir asisti var… Gene öyle oldu… Hatta, Kerem’e verdiği müthiş pas gol olsa, İcardi asiste de “Double“ yapacaktı…
Galatasaray’ın ve maçın sanki en iyisi Mertens’ti… Galatasaray’ı iyi oynattı, iyi pozisyonlar hazırladı… Ayrıca şut mesafelerine girdiğinde kendini iyi saklıyor, topla buluşuyor ve etkili vuruyor… Sacha Boey’in savunma ve hücumdaki dinamik oyununu, Abdülkerim‘in savunmada sağlam duruşunu ekleyelim ..
Anlamadığım şu… Galatasaray önde oynuyor, maçta gerilim yok, tribünlerden yardımcının kafasına yabancı madde atılıyor… Şu futbol kültürünü öğrenemedik gitti…
Galatasaray için (umarım kötü değildir) Muslera sakatlığı ve son beş dakikadaki paniklemesi dışında – ki bu panik Trabzon’a üç net pozisyon getirdi – herşey iyi gitti… Buna rağmen maç çok daha farklı da bitebilirdi, son beş dakikada Trabzon’un yakaladıkları ile beraberlik de gelebilirdi…
Unutulmasın; Galatasaray İstanbul maçları dahil Üç Büyüklere 10 maçtır kaybetmeyen Trazonspor’u yendi… 11 maçlık galibiyet serisi ile çıktığı Trabzonspor maçında tam 12’den vurdu…